Haber Akhisar

Akhisar Müftülüğü bu akşam ki Regaib kandili için ilçe genelinde düzenlenecek kandil programını yayınladı.

Akhisar İlçe Müftü Vekili Kamil Ayvaz ise yaptığı yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Bütün Müslümanların, diğer vakitlere nispetle daha üstün saydıkları bazı gün ve geceler vardır. Bu gün ve geceler sahne oldukları ulvî hâdiselerden kutsiyet kazanmışlardır. İşte Regaib gecesi de bunlardan birisidir. Sözlükte “kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış” anlamındaki ragībenin çoğulu olan regāib kelimesi hadis ve fıkıh literatüründe “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel”, manalarında kullanıldığı gibi hicrî takvime göre yedinci ay olan recebin ilk perşembesini cumaya bağlayan geceye ad olmuştur. Bu şerefli gece, dualarımızın daha çok kabul olunduğu ve Allah’ın rahmetinin bol bol verildiği bir gecedir. Regaib Kandili Receb-i Şerif ayının ilk Cuma gecesi ve Ramazanı Şerifin de ilk müjdecisidir; bu yıl 26 Ocak Perşembe gününü 27 Ocak Cuma gününe bağlayan geceye rastladı.

Regaib gecesi Hz. Peygamber Muhammed Mustafa (S.Â.S.)’in dünyayı teşriflerinin bir kademesi ve belirtisi olarak ifade edilir. Bu itibarla biz Müslümanlar bu gecenin yıl dönümünü samimî duygularımızla kutlularız. Cihanın küfür, zulüm ve ahlâkî çöküntü bataklığına sürüklendiği ve ilâhî bir kurtarıcının beklendiği bir devirde Hz. Muhammed (S.A.S.)’in dünyaya teşrifi insanlık için ciddî bir dönüm noktası olmuştur. Küfür ve cehaletin bertaraf edilmesi, köleliğin kaldırılması, insanlığın lâyık olduğu mevki ve hürriyete kavuşması, hak ve adâletin sağlanması ve benzeri sosyal meseleler garanti altına alınmıştır. Resûl-i Ekrem Efendimizin İslam’a ve insanlığa hizmet için Peygamberlik vazifesiyle teşrif etmesi aynı zamanda cihan tarihinin en hayatî ve önemli bir olayıdır. Bununla ilgili büyük önem arz eden Regaib gecesi ise elbette her türlü saygı ve ihtimama lâyıktır. İşte Regaib Kandili esası itibariyle bizlere bu hususları hatırlatır ve Hz. Peygamber’in hayatını iyi öğrenmemiz, O’nu kendimize örnek almamız, dinimizin emirlerine sarılmamız, netice itibariyle İslâmiyet’i gerçek kimliğimizle yaşamamız gerçeğini onaylar.

Bununla beraber bu gecenin, bu gibi İslâmî geleneklerin fert ve toplum üzerindeki faydaları büyüktür. Bu geceye mahsus olmak üzere bir rivayete dayanan herhangi bir ibadet şekli yoktur. Ancak bu müstesna gecelerde mutlak olarak daha fazla ibadet ederiz; kaza ve nafile namazları kılarız, Kur’ân-ı Kerîm okuruz, Peygamberimize olan bağlılığımızı takviye ederiz, Cenâb-ı Hak’tan günahlarımızın affını dileriz. Başka zamanlardan daha fazla camilere koşarız. Camilerimizde özel programlar gerçekleştirerek ve minarelerimizde ışıklandırmalar aracılığıyla kandiller yakarak bu geceleri en iyi şekilde ihya etmeye çalışırız. Camilerde gerçekleştirilen vaaz ve nasihatleri dinleriz. Birbirimizle kandilleşiriz. Şayet aralarında dargınlık olanlar varsa, bu vesileyle barışırlar, barıştırılırlar. Böylece fertler arasındaki insani ilişki kuvvetlenir. Toplum hayatının hazzını daha iyi duyar ve yaşarız. Aynı vatanın evlâdı olan bizler, Kur’ân-ı Kerîmin ifade buyurduğu üzere, parçaları birbirine kenetlenmiş yekpare bir bina gibi olmalıyız.

Atalar yadigârı olan bu cennet vatanın yükselmesi için elbirliğiyle çalışacağız. Vatanımızı, milletimizi ve onun ifade ettiği kutsi emanetlerini tam bir beraberlik şuuru içerisinde koruyacağız. Maddi hayat ve saadetimizle çok yakından alâkalı olan ibadetlerimizin ve mübarek günlerimizin bu gibi gayeler de güttüğünü asla unutmayacağız. İlave etmek yerinde olur ki, kıymeti bilinen ve değerlendirilen her vakit, mukaddestir. Yoksa gafletle geçirilen Kandil ve Bayramlar insanı huzura ulaştırmaz. Yine aynı şekilde vakit ziyanına izin vermeyerek elimizdeki imkanları iyi değerlendirmeliyiz. Rabbim bizleri vaktini en iyi şekilde değerlendirip manevi huzura erişip rızay-i ilahisine kavuşabilmeyi nasip eylesin. Gecemiz, kandilimiz, üç aylarımız mübarek olsun’’ dedi.