Akhisar Üniversitesi

Lale Lokantası

lale

01-01-1970 00:00 Kategori: Siyaset

Saadet Partisi Nisan Ayı Divan Toplantısını Yaptı

Saadet Partisi Nisan Ayı Divan Toplantısını Yaptı
  • Facebook Paylaş
  • Yorum Yaz

""

   Saadet partisi Akhisar ilçe divan toplantısı 8 belde 13 mahalle temsilcisi ve ilçe yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Saadet partisi Manisa il başkanı Ahmet Erdoğdu nun katılım ile ilçe binasında yapıldı.İlçe başkanı Fikret Aysu nun açılış konuşmasında; " Bügün burada teşkilatlarımızın tamamına yakını buradadır.Bu beni son derece memnun etmiştir.Hedefimiz Akhisarımızda Saadet partisini 1.parti yapmaktır" dedi.

    Teşkilatlanma başkanı Ali Yılmaz, konuşmasında teşkilatların tamamının kurulu olduğunu ve yapılacak seçimlere hazır olduklarını ifade etti.Manisa il başkanı Ahmet Erdoğdu ise 1921 Anayasası’nın son derece ileri, milletin egemenliğini yansıtan bir anayasa olduğunu belirten Kurtulmuş; “Ne yazık ki ondan sonra 1960 ve 1980 darbeleriyle birlikte yapılan anayasalar milletin egemenliğini rafa kaldıran yasal düzenin kurulmasına neden oldu. Türkiye’nin çok partili siyasi hayatının, darbe anayasalarıyla dile getirilen bürokratik oligarşinin ve statükonun yanında olanlar ile milletin yanında olanlar arasındaki mücadele şeklindedir. Ak Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olmasına rağmen, 27 Mayıs 2007 seçimlerinde de özellikle seçim öncesinde oluşan antidemokratik havayla milletin Ak Parti’ye yüzde 47 oy vermesine rağmen ne yazık ki katılımcı, demokratik, yeni bir anayasa yapma iradesini ortaya koyamamıştır” ifadelerini kullandı.

   Ak Parti özellikle son seçimde bir tarafta 367 garabeti, diğer tarafta e-muhtıra, bir taraftan parlamento içindeki baskılardan dolayı millet, ‘buyur kardeşim al şu yüzde 47 oyu doğru dürüst bir anayasa yap. Dolayısıyla bu anayasayı yapma vaadi, Ak Parti için bir fanteziden ibaret, ‘yapılırsa iyi olur’ diye değerlendirilecek bir konu olmaktan öte bir milli sorumluluktur.

    İktidar partisinin Anayasa değişikliği sürecini kamplaşma vesilesi haline getireceği endişelerinin su yüzüne çıktı. Bir kamplaşmanın üzerinden bu sürecin tartışılması yanlış olur. CHP başta olmak üzere parlamentodaki muhalefetin de bu kamplaşmayı sürdüren tavır ve davranışlarının da anayasa sürecini kördüğüme döndürmekten başka bir katkısı olmaz.

    Türkiye’de Tanzimat’tan bu yana sorunlara çözüm önerileri sunulduğunda bir takım siyasi ve iktisadi elitler otomatik olarak, bu millet anayasa yapmaktan ne anlar tavrı içine giriyor. Eğer bir anayasa yapılacaksa onu da biz yapar milletin önüne koyarız demeye başlıyor. Anayasalarımızı ya askerin namlusu ucunda ya da batıdan alınan direktiflerle değiştiriyoruz. Bu millet bu toprakların kiracısı değil ev sahibidir. Millet kendi anayasasını yapacak siyasi birikime, demokratik olgunluğa ve kültürel zenginliğe sahiptir. Biz buyurun ey millet, bu toprakların sahibi olarak kendi Anayasanızı kendiniz yapın diyoruz” şeklinde konuştu.

    Bir milletin siyasi topografyasını 4 tane hukuki metin belirliyor. Bunlar Anayasa, Meclis İç Tüzüğü, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası’dır. Üzülerek ifade ediyorum ki bu temel hukuk metinleri çağdışıdır ve askeri vesayet altında yazılmıştır, demokratik değildir ve milletin önünü açan bir nitelik taşımamaktadır. Türkiye sadece anayasasını demokratikleştirmek olarak değil diğer 3 hukuk metnini de demokratikleştirmek durumundadır. Maalesef bu konularda köklü adımların atılamadığını görüyoruz.

    Anayasayı oluşturan esas ruhtur. Maalesef mevcut anayasamızın ruhu totaliter bir ruhtur. Anayasanın çeşitli yerlerine ‘Devletin milletiyle bölünmez bütünlüğü’ cümlesi bunu açık bir şekilde gösteriyor. Bir devletin ülkesi olmaz, milleti olmaz. Bu sözün, ‘Milletin ülkesi ve devletiyle bölünmez bütünlüğü’ olarak değiştirilmesi anayasanın ruhunun değiştirilmesi bakımından önemlidir” diye konuştu. Erdoğdu, anayasa değişikliği teklifinin hak ve özgürlükleri arttırmadığı gibi bürokratik oligarşiye de dokunmadığını, kürsü masumiyeti hariç milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili bir düzenlemeye gitmediği ve yargıda askeri-sivil ikililiğini ortadan kaldırmadı.

   Önemli sivil toplum kuruluşlarının yeni anayasa taleplerini yüksek sesle dile getirdiğini hatırlatmak istiyorum. Bu görüşlerimizi belli kelimelerle gündeme getirdiğimiz zaman Sayın Başbakan ‘davulun sesi uzaktan hoş gelir’ gibi bir ses söylemişti. Bütün bu gelişmelerden sonra bunları söylemek hakkımızdır. Sayın Başbakan’ın duyduğu ses davulun sesi değil milletin sesidir. Öyle uzaktan da değil Başbakan’ın kulağının dibinden geliyor. 22 Temmuz 2007’den beri geliyor. Bu sesin talebi yeni, çoğulcu, özgürlükçü bir anayasa isteyen milletin bizatihi kendi sesidir. Gümbür gümbür gelmekte olan bu ses davulun sesi değil kendi önünü açacak değişiklikleri yapacak milletin kendi sesidir.

   Başta CHP olmak üzere diğer muhalefet partilerine de tavsiyelerimiz var” diyen Erdoğdu “Sakın milletten korkmayın. Milletin kararlarını başka mercilerde düzelttirme hevesine de kapılmayın. Milletin kararına saygı duyun, milletle inatlaşmayın. Kamplaştırıcı politikalarında Ak Parti’nin ekmeğine yağ sürmeyin, değirmenine su taşımayın. Seçimler bu referandumun gölgesinde yapılmasın. ” dedi. “

 
#album=00121#




Bu haber 817 defa okunmuştur.
HABERE YORUM YAZIN



FACEBOOK YORUM


DİĞER Siyaset HABERLERİ

Karahan

gazete manşetleri
ANKETİMİZE KATILIN

iyi mi

NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU

E-BÜLTEN ABONELİĞİ