Lale Lokantası

Akhisar Üniversitesi

lale

01-01-1970 00:00 Kategori: Siyaset

Saadet Partisi İlçe Teşkilatı İsrail'e Lanet Okudu

Saadet Partisi İlçe Teşkilatı İsrail'e Lanet Okudu
  • Facebook Paylaş
  • Yorum Yaz

""

   Akhisar Saadet Partisi İlçe Teşkilatı İsrail' in Filistin'e insani yardım götüren gemilere baskın yapması üzerine İlçe Lokali’nde yaptı basın açıklamasını yaptı. Basın açıklamasına Saadet Partisi İlçe Teşkilatı Başkanı Fikret Aysu, yönetim kurulu üyeleri Ali Yılmaz, Hakkı Kuzum, Sabri Kalender, Nazif Ak, İsmail Akgün, Hüseyin Fikri Büyük, Ömer Gömeç, Mümin Şen, Tahsin Şen, Ali Şener, Aydan Akkuş, Sadık Ayyıldız, Yaşar Bağır, Ali Okyay Çakmak ve üyelerin katıldı.
    Saadet Partisi İlçe başkanı Fikret Aysu'nun okuduğu basın açıklamasının tam metni:
     İki gün önce Filistin'e insani yardım götüren gemilere İsrail'in gece sabaha karşı yaptığı operasyonda şehit düşen bütün kardeşlerimize cenabı Allah'tan rahmet diliyoruz. Allah mekânlarını cennet etsin. Yaralanan bütün gazilerimize de acil şifalar diliyoruz. Ve İnşallah onların kanları bereketi yüzü suyu hürmetine Filistin'deki mazlum insanların, dünyanın dört bir yanındaki mazlum insanların çekmiş olduğu acıların, sıkıntıların, ızdırapların son bulmasını temenni ediyoruz.
     Hiçbir güç bundan sonra İsrail'in bu saldırganlığını savunamayacaktır. Ve bunun karşısında dünyanın dört bir tarafında aynen bu gemilerde olduğu gibi haktan, hukuktan, insanlıktan yana olan barbarlığa ve zulme karşı olan bir hakkaniyet cephesi bütün dünyada gelişecektir.
      Değerli kardeşlerim, bu çerçevede bir şey daha ifade etmek istiyorum. Bizim milletimiz tarihi boyunca bütün azınlıklarına karşı fevkalade hürmetkâr davranmış olan millettir. Evet, bu günler tansiyonun yüksek olduğu günlerdir. Şehitlerimiz arasında Türk kardeşlerimizin de bulunduğunu tahmin ettiğimiz şehitlerimizin Türkiye'ye gelmesiyle bu tansiyon çok yükselecektir. Temennimiz bu ülkede bizim azınlıklarımız olarak yaşayan Yahudi vatandaşlarımıza karşı en ufak bir kötü muamelenin en ufak bir suiistimalin veya onlara zarar verecek bir meselenin ortaya çıkmamasıdır.
Öncelikle gerçekleri bir bir ortaya koymamız lazımdır.
      Birincisi bu gemiler bütünüyle barış adına, tamamıyla insani yardım adına hazırlanmış bu gemiler Türkiye de halkımızın tamamının desteğini aldığı gibi yurt dışında başka dinlere başka milletlere sahip olan çok geniş bir kitlenin desteğini aldı. Yine biliyoruz ki bu gemilerin içersinde Avrupa parlamentosunda olan insanlar var. Avrupa'nın birçok yerinden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri var. Ve bu gemilerin içersinde bırakın herhangi bir saldırıyı, herhangi bir savunmayı yapacak en ufacık bir silahın bile olmadığını zaten hem Türk gümrüğü hem de Yunan gümrüğü açıkça ortaya koymuştur. Dolayısıyla bu bir insanı yardım gemisidir, barış gemisidir. Bunu defaten söylüyoruz açıkça söylüyoruz. Bu gemilerin organizasyonu sırasında Türkiye'deki bütün yasal müracaatlar yerine getirilmiş ve yardım kuruluşlarının, uluslar arası yardım kuruluşları da, uluslar arası hukukun bütün kurallarına uyarak bu yardım filosuna katılmışlardır. Saldırının başladığı andan sonuçlanıncaya kadar bütün süreç uluslar arası sularda gerçekleşmiştir. İsrail’in hiçbir yerinde hiçbir meşru devletin hiçbir sivil vatandaşa karşı velev ki bu sivil vatandaş bir suç işlemiş bile olsa hiçbir sivil vatandaşa karşı göstermeyeceği bir orantısız güç kullanımı ortaya koymuştur.
             Bu devlet mantığı ile asla bağdaşmaz. Dünya Somali'de korsanları önlemek için savaş gemilerini oraya gönderiyor. Somalili çetelerin yaptığı korsanlık ise 21 yüzyılın başında İsrail bu yaptığının adı korsanlık değil midir? Bu korsanlığa dünya neden seyirci kalıyor?
            Vicdanları kanatan bu hain saldırı İsrail'i yalnızlaştıracak ve artık hiçbir güç İsrail'i savunamayacaktır. Tüm dünyada İsrail'in yıllardır sürdürdüğü bu barbar saldırıya karşı, tüm dünyada yeni bir cephe oluşacaktır. Bu olay bize Siyonist İsrail'in sınır tanım saldırganlığının ne boyutlara geldiğini gözler önüne seriyor. Artık İsrail, hiç kimsenin dayanamayacağı bir noktaya geldi. Firavunları ve Nemrutları bile aratan Siyonist İsrail devletinin bu akılsız davranışları en kısa zamanda hak ile yeksan olacaktır.
            Gemilere saldırılmadan kısa süre önce İskenderun'daki Deniz Kuvvetlerimize roket saldırısı yapılmasını ve 7 askerimizin şehit edilmesini manidar bulduğumuzu da belirtiyoruz. Özellikle bu ilginç tesadüfe dikkat çekiyorum. Doğu Akdeniz'in en önemli deniz üslerinden birine gerçekleştirilen bu karanlık saldırının ardından Mavi Marmara gemisine saldırı yapılması inşallah bir tesadüftür. Bu hain saldırıda hayatını kaybeden bütün Mehmetçiklerimize de Allah Rahmet eylesin. Biz şehitlerimizi tarihimizin altın sayfalarından birisine kaydediyoruz ve onları bağrımıza basıyoruz.
            Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını ve bulunduğu coğrafyanın en büyük ülkesi olduğunu hepimiz biliyoruz. Üzerinde Türk bayrağı bulunan gemilere saldırıldı. Yani İsrail bu saldırıyı doğrudan doğruya Türkiye'ye yapmıştır. Bu kabul edilemez ve gereği yapılmalıdır. Türkiye sadece bugünün değil geleceğin de büyük ülkesidir. Olayın gerçekleştiği andan itibaren Türkiye bütün kurumlarıyla insani yardım koordinasyonu, yaralıların durumu ve şehitlerin akıbeti konusunda son derece aktif bir süreç yürütmelidir. Türkiye'nin onurun yakışır tepki en kısa zamanda verilmelidir.
            Bundan sonra atılacak adımlar önemlidir. Biz atılan bütün adımların takipçisi olacağız. Bu sorun önemi artarak devam ederken şehit olan Kardeşlerimize gani gani rahmet diliyorum. Geride kalan yakınlarına ve ailelerine hem sabır diliyor hem de onları böylesine kahraman çocuklar yetiştirdikleri için tebrik ediyoruz. Yeryüzünde kan ve zulümden başka bir şey bilmeyen Siyonist rejimin akıllanması için barış yanlılarının seslerini art temenni ediyorum. Sadet partisi olarak çok büyük bir mitingi organize edeceğiz. Zalime ve artık bu ülkenin insanlarını da öldürmüş katillere karşı mücadele etmeliyiz.
YAPILMASI GEREKENLER
1- Acilen İsrail'e karşı diplomatik bir cephenin oluşturulması gerekir. İsrail'in askeri ve teknolojik gücü vardır ancak İsrail'in en büyük gücü son elli yılda saldırganlığını önleyecek uluslararası bir mekanizma hayata geçirilememiştir. Şimdi vaktidir.
2 -Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümeti ivedilikle harekete geçmelidir. Türkiye bu süreçte öncü rol oynamalıdır. BM Güvenlik Konseyi şimdiye kadar toplanıp kararı almalıydı. BM Güvenlik Konseyi, Avrupa Parlamentosu, İKÖ, NATO, Kızılhaç, Arap Birliği ve diğer beynelmilel kurumlar harekete geçmelidir.
3- Bu mesele sadece bir grubun bir parti mensuplarının değil artık milletin tüm fertlerinin 72 milyonun meselesidir. Bütün siyasi partiler ortak bir bildirge hazırlamalı ve Türkiye'nin tek yumruk olduğu haykırılmalıdırlar. Biz bütün partilerle ortak çalışmaya hazırız.
4- Büyükelçimizin geri çağırılması olumlu bir gelişmedir. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması
Yerinde olmakla birlikte olayın vahameti göz önüne alınarak bu bir deklarasyonlar geçiştir ilmemelidir.
5- İsrail Büyükelçisi İstenmeyen Adam ilan edilmeli ve ülkesine gönderilmelidir.
6-  Bu olay bir savaş suçu olarak uluslar arası mahkemelerde soruşturulmalıdır
7- Gemide şehit edilen kardeşlerimiz nasıl şehit edildi bu önemlidir. Delillerin karartılmasına izin verilmemeli, hükümetimiz harekete geçerek gemilerin tarafsız bir ülkeye çekilmesini sağlamalıdır.
8-Mesele askeri boyutlara taşınmıştır. Doğu Akdeniz sular ısınmıştır. Türkiye askeri koruma tedbirlerini en ileri derecede almalıdır, TSK alarm durumunda olmalı ve hassasiyetini muhafaza etmelidir.
9- Bulunan hiç kimseden haber alınamamaktadır. Bilişim çağında yaşıyoruz ancak burnumuzun dibinde neler oluyor, haber alamıyoruz. Uluslararası camianın haber alma Özgürlüğünü sağlaması gerekmektedir. “Kahrolsun Siyonizm”, “Kahrolsun Zalimler”, “Kahrolsun Bunların İşbirlikçileri”

#album=00249#



Bu haber 1214 defa okunmuştur.
HABERE YORUM YAZIN



FACEBOOK YORUM


DİĞER Siyaset HABERLERİ

akm

gazete manşetleri
ANKETİMİZE KATILIN

iyi mi

NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU

E-BÜLTEN ABONELİĞİ